İçindekiler
Cilt Lekeleri Neden Olur?
Cilt lekelerinin oluşum nedenleri, kişiden kişiye değişkenlik gösteren bir durumdur. Ciltte meydana gelen ton eşitsizlikleri ve lekelerin büyük bir kısmı dış etkenlerden kaynaklanır iken geriye kalan kısmı genetik yatkınlık ile ilişkilendirilebilir. Cilt lekelerinin giderilmesi için iki farklı türde yöntem mevcuttur. Bunlar, dermokozmetik yöntemler ve medikal işlemlerdir.
Cilt Lekesi Türleri Nelerdir?
Cilt; vücudu bir örtü gibi kaplayan, organları dış etkilere karşı koruyan, bir çok doku hücresini ve pigment hücresini üzerinde bulunduran, vücudun en büyük organıdır. Vücudun dışarıya ilk teması, cilt ile başlar. Bu sebeple cilt kişilerin yaşamı boyunca çok fazla tahribata maruz kalır. Ve bu tahribatlar neticesinde ciltte lekeler meydana gelir. Bu lekelerin oluşma sebepleri birbirinden farklıdır. Cilt lekesi türleri şu şekilde sıralanabilir:
- Güneş maruziyetinden kaynaklanan lekeler: Sıklıkla yaz aylarında karşılaşılan bir durumdur. Kişinin kolları, omuzları ve yüzü başta olmak üzere cilt renginden daha koyu olan kısımlara denir. Boyut olarak yüzdeki benlerden büyük ve rahatsız edicidir.
- Doğum lekeleri: Doğum sırasında veya doğumun hemen akabinde oluşan, sebebi tespit edilememiş lekelerdir. Renk olarak pembe, kahverengi ve tonları olabilir. Çürük gibi görülebilen oldukça rahatsız edici lekelerdir. Vücudun herhangi bir yerinde olabilirler. Bazıları zamanla kaybolsa da ömür boyunca kişiyle birlikte olan doğum lekeleri de mevcuttur. Çok fazla rahatsızlık duyulduğu takdirde uzman hekime danışılarak lazer tedavisi ile çözüm aranabilir.
- Çiller: Genellikle açık tenli bireylerde rastlanan bu leke türü ciltteki melanin pigmentinin bir noktada birikmesi sonucu ortaya çıkar. Renk olarak bireyin alt tonuna göre değişkenlik gösteren çiller; kızıl saçlı bireylerde kırmızı veya turuncu, sarı saçlı bireylerde sarının tonları ve beyaz tenli olarak nitelendirilebilecek bireylerde ise açık kahverengi olur. Çiller güneşin de etkisiyle yaz aylarında daha yoğun olarak gözlemlenir. Hatta bazı bireylerde sadece yaz aylarında görülür.
- Akne kaynaklı oluşan lekeler: Akneler, ergenlikle birlikte pek çok bireyin muzdarip olduğu bir durumdur. Akneler, cildin nem dengesi ve yağ dengesi ile doğrudan ilişkilidir. Cildi fazla yağ üreten bir bireyin akne ile karşı karşıya kalması çok olasıdır. Bu yağ dengesinin korunabilmesi için düzenli olarak cilt temiz tutulup nemlendirilmelidir. Çünkü sıklıkla yapılan hatalardan biri de akne oluşumunu engellemek için cildi nemsiz bırakmaktır. Fazla kuruyan cilt yağ üretir ve bu yağ,akne oluşumuna sebebiyet verir. Bu aknelerin sıkılması ciltte lekelere sebep olur.
- Sigara kullanımı: İnsan yaşamı için zararı tartışmasız olan sigara, cilt içinde oldukça zararlıdır. Uzun sürekli kullanan bireylere bakıldığında, özellikle yanak çevresi ve çene bölgesinde bir takım lekeler gözlemlenir. Bunların yanında cansız görülen bir cilde de sahiptirler. Beden sağlığı ve cilt sağlığı için sigara tüketiminden kaçınılmalıdır.
- Siyah nokta: Sıklıkla burun üstü ve çene bölgesinde rastlanılan bu noktalar, gözeneklerin kirle tıkanması sonucu oluşur. Kalıcı olmayan bu noktaların oluşumu, düzenli peeling yapılarak ve gözenekler temiz tutularak engellenebilir.
- Kıl dönmesi: Bazen vücuttaki kıllar tıraş, ağda veya genetik yatkınlık kaynaklı olarak dışarı dönmek yerine gözenek içine dönerek uzamaya başlar. Cilt altında uzayan kıl bir süre sonra o bölgede şişlik ve renk değişikliğine sebep olur.
- Bazı deri hastalıkları: Bu deri hastalıklarına örnek olarak rozasea (gül hastalığı), egzama ve sedef verilebilir. Rozaseanın birden fazla çeşidi vardır fakat daha sık karşılaşılan türü, kılcal damarların cilt yüzeyinde olmasından kaynaklı, cildin kızarık görünümüdür. Egzama ise cilt dokusunun pul pul dökülmesi sonucu kaşıntı ve kızarıklık oluşturan bir cilt rahatsızlığıdır.
- Vitiligo: Ciltte renk üretiminden sorumlu melanin hücrelerinin, azalması veya ölmesinden kaynaklı ortaya çıkan bir cilt hastalığıdır. Cildin bu hastalığa sahip bölgelerinin rengi, kişinin normal cilt renginden birkaç ton daha açık renkte olur.
- Cilt kanseri: Ciltteki bazı lekeler cilt kanserinin belirtileri arasındadır. Cilt kanserinden şüpheniz var ise derhal bir uzman hekim görünmeniz tavsiye edilir.
Cilt Lekeleri Tedavisi Nelerdir?
Cilt lekeleri çeşitleri gibi cilt lekelerine çözüm de birden fazladır. En etkili ve hızlı sonucun alınabilmesi için leke oluşumunun sebebi, doğru bir şekilde tespit edilmelidir. Bu tespiti yapıldıktan sonra tedavi için gereken şartlar yerine getirilmelidir. Bazı tedavi yöntemleri şu şekildedir:
- PRP: Bu yöntemi uygulayacak hastanın kanı alınır. Steril bir ortamda kanın ayrıştırılması sağlanır. Ayrışan kanın, plazma kısmı hasar görmüş cilde enjekte edilir. Böylece trombosit yönünden zengin plazma, cilt içinde doku hasarını tedavi ederek daha canlı ve sağlıklı bir cilt görünümü oluşturur.
- Dermapen: Kaleme benzer bir yapıda olan bu aletin ucunda çok fazla minik iğne mevcuttur. Bu iğne yardımıyla cilt yüzeyinde çok küçük delikler açılır. Bu işlem sonrasında yüzde normalin çok üstünde kızarıklık hatta kanama olabilir. Bu işlem yaparken cilt dokusunun yenilenmesi amaçlanır. İyileşme süreci bir ayı bulan bu işlem sonucunda, canlı sağlıklı bir cilt elde edilmiş olunur.
- Mezoterapi: Multivitamin, antioksidan ve aminoasitlerin enjeksiyon aracılığı ile cilt altına enjekte edilmesi ile cilt yenilenmesi amaçlanır.
- Lazer tedavisi: Lazer ışınları ile gerekli bölge yakılarak lekelerin giderilmesi hedeflenir.
- Kimyasal peeling: Bu yöntem cilt yüzeyini bir takım kimyasallar ile soyma işlemidir. Bu soyma işleminin ardından cilt pul pul dökülür. Dökülen cildin altından yenilenmiş cilt ortaya çıkar.
Cilt Lekelerine Ne İyi Gelir?
Cilt lekelerinin giderilmesi için medikal yöntemler üstte belirtilenler gibi PRP, dermapen ve lazer tedavi şeklindedir. Bu yöntemlere ek olarak, cilt lekelerinin giderilmesi için dermotolojik çözümlerde mevcuttur. Bu dermatolojik yöntemler, kişinin cilt tipine göre farklılık gösterse de (yağlı cilt tipi, hassas cilt tipi, akne meyilli cilt tipi gibi) düzenli kullanımda faydaları gözle görülür şekildedir. Bu yöntemler listelenecek olursa aşağıdakiler ilk sırada sayılabilir:
- Düzenli olarak güneş kremi kullanımı: Güneş kremi cildi, güneşin zararlı ışınlarından koruyan dermokozmetik bir üründür. Yaz kış ayırt edilmeden kullanılması gereken bu üründen, en yüksek verimin alınabilmesi için gün içinde 3-4 saat aralıklarla yenilenmelidir.
- B3 vitamini: Kullanılan nemlendirici veya serumların içeriğinde bu vitaminin olmasına dikkat edilmelidir. Sebebi ise yapısal özellik bakımından cilt bariyerinin güçlenmesinde önemli rol oynamasıdır. Stres ile birlikte yüzde oluşan ince kırışıklıkları açma konusunda da başarılıdır.
- Niasinamid ve arbutin: Sıklıkla leke açıcı kremlerin içeriklerinde bulunan bu maddeler, cildi aydınlatmak amaçlı kullanılır.
- Esansiyel yağlar: Bu yağlar su ile seyreltilmeden kullanmamalıdır. Diğer yöntemlere kıyasla daha uzun sürede sonuç alınan bir yöntemdir. Alerjik bireylere pek önerilmez. Bu yağlara örnek olarak; zeytinyağı, biberiye yağı, jojoba yağını verilebilir.
- Retinol: Güçlü bir asit olan retinol cilt yenilenmesi ve kırışıklıklar için genellikle ileri yaşlarda tercih edilen bir içeriktir. Agresif bir asit olan retinol, uzman bir hekim tarafından reçete edilmelidir.
- Glikolik Asit ve salisilik asit: Eksfoliasyon (soyma) ile gözenek temizliği için kullanılan bu içerikler, cilt yüzeyinde ve cilt altında çalışır. Genellikle tonik ve serumlarda bulunan bu maddeler hassas ciltlerin kullanımına pek uygun değildir. Kullanılacak olsa dahi haftada bir kez olacak şekilde rutin oluşturulmalıdır.
Sizlerde eğer cilt lekelerinden rahatsızlık duyuyorsanız ilk olarak cilt bakım rutinlerinizi gözden geçirip, gerekli olan içerikleri rutinlerinize dahil etmelisiniz. Ve mutlaka düzenli olarak güneş kremi kullanmayı ihmal etmemelisiniz. Bu rutinlere rağmen cilt lekelerinde herhangi bir değişiklik söz konusu değilse alanında uzman bir hekimden randevu oluşturmanız tavsiye edilir.
Kaynakça:
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu sayfada, tedavi edici sağlık hizmetiyle ilgili bilgiler yer almamaktadır. Tanı ve tedavi için lütfen doktorunuza danışın.