İçindekiler
Lösemi (Kan Kanseri) Nedir?
Lösemi bağışıklık sistemimizin oluşumunda önemli bir yeri olan beyaz kan hücrelerinin yani lökositlerin (akyuvar) kanserleşerek anormal ve kontrolsüz çoğalması ile karakterize olan bir hastalıktır. Bu kanserli hücreler kan hücrelerinin üretildiği yer olan kemik iliğini işgal ederek sağlıklı kan hücrelerinin üretilmesini engeller.
Hastalığın gelişiminde kemik iliğinde yer alan kan hücrelerinin üretimini sağlayan hematopoetik kök hücrede kazanılmış mutasyonlar rol oynar. Sıklıkla bu mutasyonu tetikleyen bir sebep bulunmaz ve hastalık rastlantısaldır. Bu genetik değişim çoğu hastada kök hücre düzeyinde ve sonradan yani kazanılmış olarak gelişir. Lösemi olgularında çok nadir kalıtımsal yani ailesel yatkınlık görülür.
Nadiren hastalarda yüksek miktarlı radyasyon maruziyeti, daha önceden kemoterapi alma öyküsü, down sendromu gibi kromozomal hastalıklar gibi lösemi görülme riskini arttıran özellikler olabilir.
Lösemi Belirtileri Nelerdir?
Lösemilerde sıklıkla kemik iliğinin sağlıklı kan hücresi üretiminin duraksamasına bağlı belirtiler gözlenir.
Vücudumuzda oksijen dağıtımında görevli olan kırmızı kan hücreleri olan eritrositlerin (alyuvar) azalması anemiye (kansızlık) neden olur. Anemiye bağlı olarak kolay yorulma, halsizlik, yorgunluk, baş dönmesi, çarpıntı gibi semptomlar görülebilir. Özellikle yaşlı hastalarda anjina gibi kalp damar hastalığı semptomları diğer yakınmalara eklenebilir. Genellikle aneminin şiddeti artıkça yakınmaların da şiddeti artar.
Enfeksiyonlara karşı savunmada görevli olan sağlıklı beyaz kan hücrelerinin azalmasına bağlı enfeksiyonlara yatkınlık belirgin olarak artar. Hastalar buna bağlı olarak sıklıkla ateş yakınması ile başvururlar. Bazen enfeksiyonun gözlendiği organ sistemlerinin yakınmaları gözlenebilir. Bunlara örnek olarak öksürük, balgam, boğaz ağrısı, ishal, idrarda yanma gibi yakınmalar verilebilir. Ayırt etmek zor olsa da bazı olgularda ateş enfeksiyonlardan ziyade hastalığın kendisine bağlı olabilir.
Kemik iliğinin ürettiği diğer önemli bir kan hücresi de kanın pıhtılaşmasında görev alan trombosit (kan pulcukları, platelet) hücresidir. Bu hücrelerin üretiminin azalmasına bağlı deride peteşi ismi verilen küçük kanamalar veya daha büyük olan morluklar görülebilir. Deri dışında hastalarda ağızdan, diş etinden, burundan, idrardan, rektal bölgeden olmak üzere mukozalardan kanamalar gözlenebilir.
Diğer belirtiler arasında hastalığın iştahı azaltmasına ve hızlı çoğalan hücrelerin yoğun enerji harcamasına bağlı hastalarda kilo kaybı görülebilir. Bazı olgularda lösemi hücrelerinin kemik iliğini işgal etmesine bağlı yaygın kemik ağrıları belirgindir. Lösemi hücreleri kemik iliği dışında başka organları da işgal edebilir. Sıklıkla bu organlar karaciğer, dalak ve lenf nodları olmak üzere tüm organlarda hastalık tutulumu görülebilir. Bu durumda hastalarda boyun, koltuk altı, kasık gibi bölgelerinde lenf nodu şişmeleri gelişebilir. Karaciğer ve dalak büyümelerinde erken doyma, karında şişlik, karın ağrısı gibi yakınmalar gözlenir. Yine bazı lösemi tiplerinde diş etinin tutulmasına bağlı diş etinde aşırı şişmeler görülebilir.
Lösemi Çeşitleri Nelerdir?
Her lösemi tipi farklı özelliklere sahiptir. Bazı lösemiler hızlıca tedavi başlanmasını gerektirebilirken bazı lösemiler yıllarca tedavi edilmeden takip edilebilir.
Beyaz küreler lenfoid veya myeloid soydan köken alır. Lösemi tiplendirmesinde öncelikle löseminin hangi beyaz küre soyundan köken aldığı değerlendirilir. Ayrıca klinik seyirlerine göre akut ve kronik olarak ayrı bir sınıflandırma uygulanır.
Akut lösemiler daha hızlı seyirlidir. Hastaların yakınmaları genellikle kısa süre önce başlamıştır. Ayrıca yakınmalar ve hastanın bulguları oldukça belirgindir. Eğer akut lösemilerde tedaviye hızlıca başlanılmaz ise günler, haftalar içinde sıklıkla kemik iliği yetmezliği ilişkili komplikasyonlardan dolayı hastalar hayatını kaybeder.
Erişkin dönemin en sık akut lösemisi akut myeloid lösemi iken çocukluk çağında sıklıkla lenfoid kökenli olan akut lenfoblastik lösemidir. Her ikisinin tedavisi temelde kemoterapiler ile olmakla beraber aralarında tedavi yöntemleri açısından farklılıklar mevcuttur.
Kronik lösemilerde ise yakınmalar daha hafif olabilir. Hastaların yaklaşık yarısında belirgin bir yakınma olmaz ve bu hastalar başka bir nedenden dolayı yapılan incelemeler sonucunda tanı alabilirler. Bazı kronik lösemilerde hastalığın aşamasına ve alt tipine göre tedavisiz gözlem yapılabilirken bazı hastalar kronik löseminin evresine ve alt tipine göre tedavi edilirler. Kronik lösemilerde akut lösemilere göre sağkalım süreleri daha uzundur.
Lenfoid kökenli kronik lösemilere batı toplumlarının en sık lösemisi olma özelliğini taşıyan kronik lenfositik lösemi örnek verilebilir. Bu hastalığın gelişme olasılığı yaş arttıkça artar. Ancak genellikle ileri yaşın hastalığı olmakla beraber gençlerde de görülebilir. Bu lösemi tipinde bazı olgular tedavisiz takip edilirken lösemik tümör yükü arttıkça ileri evreye geçen hastalıkta tedavi gereksinimi doğar. Myeloid kökenli kronik lösemi örneği olarak kronik myeloid lösemi daha genç, ortalama 50 civarındaki yaşlarda görülür. Tedavi edilmez ise yıllar içinde akut lösemiye dönüşerek hastanın hayatını kaybetmesine neden olur. Bu lösemi tipi günümüzde hedefe yönelik bir ajan olan imatinib gibi tirozin kinaz inhibitörü ile başarı ile tedavi edilmektedir.
Lösemi Nasıl Tedavi Edilir?
Lösemide tedavi yöntem ve seçenekleri löseminin alt tipine göre değişmektedir. Löseminin köken aldığı hücrenin tipine ve akut veya kronik olmasına bağlı olarak tedaviler planlanır. Tedavi planı çok geniş bir yelpazeyi içermektedir. Bazı kronik lösemiler tedavisiz takip edilebilmekte iken genellikle akut lösemilerde olmak üzere bazı lösemilerde hızlıca kemoterapi gibi agresif tedavilerin başlanması kaçınılmazdır. Tedavide kullanılan ilaçlar kimyasal özelliklerine göre ağızdan, cilt altına ve damar içine olarak kullanılabilir. Tedavi seçenekleri değerlendirilirken hastanın yaşı, performans durumu, eşlik eden hastalıkları (kalp, böbrek vd), lösemik hücrelerin genetik özellikleri belirleyici olacaktır.
Lösemilerde tedavi seçenekleri aşağıda özetlenmiştir.
Kemoterapi
Kanser hücreleri hızlı ve kontrolsüz çoğalan hücrelerdir. Kemoterapötik ilaçlar çeşitli mekanizmalar ile bu hücrelerin çoğalmasını engeller. Genellikle hücrelerin DNA üretimini bozarlar. Lösemilerde sıklıkla farklı mekanizmalara sahip birden çok kemoterapi ilacı kombinasyon halinde kullanılır. Bu sayede hem etkinlikleri artar hem de kanser hücresini kemoterapi ilaçlarına karşı direnç geliştirmeleri önlenmeye çalışılır.
Hedefe Yönelik Tedaviler
Kanserli hücrelerdeki bazı mutasyonların neden olduğu veya hücre yüzeyinde doğal olarak taşıdıkları proteinler ilaçlar için hedef oluşturabilirler. Bu hedefe yönelik ilaçlar hastalıklı hücrelere daha özgün oldukları için genellikle daha düşük yan etki potansiyeline sahiptirler. Tek başlarına veya diğer ilaçlarla beraber kullanılabilirler.
İmmünoterapiler
Hastanın bağışıklık sisteminin lösemik hücrelere doğru yönlendirilerek bu hücrelerin yok edilmesini amaçlayan tedavilerdir.
Allojeneik Hematopoetik Kök Hücre (Kemik İliği) Nakli
Akut lösemilerde genellikle lösemi kontrol altına alındıktan sonra hastalığın nüks etme riskini en aza indirmek için doku grupları (HLA) tam uyumlu sağlıklı bir bireyden hematopoetik (kan hücrelerini üreten) kök hücre nakli yapılması gerekebilir. Nakil endikasyonu olan hastalarda uyum olasılığı en yüksek olduğu için öncelikle yaş ve sağlık açısından uygun olan kardeşler uyum açısından araştırılır. Uyumlu kardeş verici saptanamaz ise önce gönüllü vericilerin doku gruplarının kayıtlı olduğu TÜRKÖK’e (Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi) başvuru yapılır, uyumlu verici bulunamaz ise yurtdışı bankalardan araştırma yapılır. Uyumlu donör bulunamayan hastalarda gerekli ise HLA yarı uyumlu vericilerden (haploidentik) allojeneik kök hücre nakli yapılabilir. Lösemik hücrelerin genetik özelliklerine göre iyi riskli olarak değerlendirilen akut lösemilerde allojeneik kök hücre nakli yapılması gerekmez.
Otolog Hematopoetik Kök Hücre Nakli
Özellikle iyi risk grubunda yer alan akut myeloid lösemili hastalarda hastalık kontrolü sağlandıktan, kemik iliğinde lösemik hücrelerin işgali ortadan kaldırıldıktan sonra (tam remisyon), kendi (otolog) kök hücreleri toplanarak nüks riskini azaltmak için otolog kök hücre nakli yapılabilir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu sayfada, tedavi edici sağlık hizmetiyle ilgili bilgiler yer almamaktadır. Tanı ve tedavi için lütfen doktorunuza danışın.