İçindekiler
Şeker Hastalığı (Diyabet) Nedir? Şeker Hastalığı Belirtileri
Vücutta her şey bir düzen içerisinde ilerlerken, bir takım hormon ve hücrelerin, işlevleri konusunda yetersiz kalması salınmaması veya harabiyet görmeleri söz konusu olduğu zaman vücutta hastalık baş göstermektedir. Bu durumda hastalıkları önlemek için yetersiz kalan hormonun dışarıdan takviye edilmesi ve vücudun kendi işlevine devam etmesi sağlanır. Şeker hastalığı, insülin hormonun, yetersiz olması veya etkili şekilde kullanılmaması ya da pankrestaki beta hücrelerinin harabiyet alması sonucu oluşan bir hastalıktır. Bunlara bağlı olarak da bireyde kanda glukoz miktarının olması gerekenden fazla çıkması ve idrarda şekere rastlanması vücutta görülebilecek etkiler arasında gösterilebilir.
Şeker Hastalığı Tipleri Nelerdir ?
Şeker hastalığı, bir diğer adıyla diabetes mellitus 2 şekilde görülür. Tip 1 diyabet, Tip 2 diyabet ve gebelikte görülen gestasyonel diyabet olmak üzere üçe ayrılır. Tip 1 diyabette de Tip 2 diyabette ve gestasyonel diyabette de kan şekeri sonucu yüksek çıkar.
Tip 1 diyabette insülin üretimi olmaz. Genellikle çocukluk ve gençlik çağlarında ortaya çıkar. Birey ömür boyu insülin hormonunu dışarıdan almak zorundadır. Birey şeker seviyesinin takibini mutlaka yapmalıdır, ani şeker yükselmesi veya ani şeker düşmesi sık görülebilir.
Tip 2 diyabette ise insülin üretilir ama kullanılamaz. Her yaştan bireyde teşhis edilebilir. Belli bir yaş aralığı yoktur. Ancak kilolu bebek doğuran kadınlarda, ailesinde diyabet öyküsü olan bireylerde, yoğun şeker maruziyeti durumunda, sedanter yaşam, yoğun kalorili beslenme vs gibi durumlarda görülme ihtimali daha fazladır.
Bireyin açlık kan şekeri sonucu 100 - 125 mg/dl çıktıysa, şeker takibi yapılmalıdır. Birey kontrol altında tutulmalı, hastalık durumunun olup olmadığını öğrenebilmek için gözlem yapılmalıdır. Bireyin açlık ve tokluk kan şekeri değerleri takip edilmeli ona göre diyabetin varlığından veya yokluğundan söz edilmelidir. Şeker hastalığı mevcut ise tedaviye başlanmalıdır.
Bireyde uzun süreli şeker düzeyi kontrolü yapabilmek için Hba1c değerinden de yararlanılabilir. Hba1c değer aralığına bakıldığı zaman %4 ile %5,6 arasında bir değer söz konusu olduğu zaman bireyde şeker hastalığının varlığından söz edilemez. Ancak Hba1c değeri %5,7 ile %6,4 arasında ise bu durumda bireyde prediyabet yani gizli şeker durumu söz konusu olur. Bu sayı değerleri yükselerek %6,5 ya da daha yüksek bir seviyede bulunduğu durumda, kişide diyabet varlığı kesinleşir ve tanı konulabilir. Tanı konulmasının ardından tedavi planı hazırlanmalı ve birey de tedaviye başlanmalıdır.
Şeker Hastalığı Belirtileri Nelerdir ?
Şeker hastalığında Tip 1 ve Tip 2 diyabette aynı semptomlar görülebileceği gibi farklı semptomlar da görülebilir.
Tip 1 diyabette belirtiler ;
- Bireyin zayıflaması
- Bireyin idrara çok sık çıkması
- Bireyin idrara çok sık çıkmasına bağlı çok su içmesi
- Polifaji (çok yemek yeme)
- Çok yemeye rağmen zayıflama
Tip 2 diyabette belirtiler ;
- Ağızda kuruluk hissi oluşması
- İdrara sık çıkma
- Suyu çok tüketme
- Ciltteki yaralarda iyileşme süresinin uzaması
- Ciltte kuruluk ve kaşıntı
- Açlık hissinin olması
- Enfeksiyonun sık gelişmesi
- Ellerde ve ayaklarda oluşan karıncalanma ve uyuşma hissi
Şeker Hastalığı Neden Olur ?
Şeker hastalığı vücuttaki insülin hormonunda karşılaşılan bir problem sonucu ortaya çıkmaktadır. Genetik yatkınlık, hareketsizlik hali ve obezite de diyabeti tetikleyen durumlar arasında yer almaktadır. Bireyin yaşam tarzına dikkat etmesi gerekir. Eğer bireyin hayatında hareket durumu söz konusu değilse, spor veya egzersizleri hayatına katmalı, düzenli ve dengeli beslenmeye başlanmalıdır.
Tip 1 diyabet T- hücrelerinin aracılığıyla insülin üretiminde görevli olan pankreastaki beta hücrelerinin otoimmün nedenlerle zedelenmesi sonucu oluşur.
Tip 2 diyabet ise pankreasın ürettiği insülin miktarının yetersiz kalması, vücudun ihtiyacını karşılayamaması ya da salgılanan insülinin yeteri kadar kullanılmaması sonucu kan şekeri normalden fazla sonuç verir.
Kan şekeri değer aralıkları incelenecek olursa bireyde açlık durumunda;
- Sonuç, 50 - 70 mg/dl olursa hipoglisemi (olması gerekenden düşük değerde kan şekeri)
- Sonuç, 70 - 100 mg/dl olursa normal kabul edilir,
- Sonuç, 100 - 125 mg/dl olursa gizli şeker olabileceği düşünülür,
- Sonuç, 126 mg/dl ve üzeri olursa bireyde diyabet yani şeker hastalığı varlığı söz konusudur.
Çocuklarda ise ;
- 2 - 8 yaş arasındaki çocuklarda 80 - 160 mg/dl
- 8 yaş üzeri için 8 - 130 mg/dl değerleri normal kabul edilir.
Açlık kan şekerinden doğru sonuç alabilmek için, bireyin 8 - 12 saatlik gece açlığının olması gerekir. Bunun için özellikle sabah kahvaltı yapılmadan aç olarak kan vermek gerekir.
Tokluk kan şekeri ölçümünde ise, doğru sonuç almak için birey yemek yedikten 2 saat sonra kan örneği alınarak ölçüm yapılmalıdır.
Tokluk kan şekeri değer aralıklarına bakıldığı zaman ise;
- Sonuç. 100 - 140 mg/dl olursa normal kabul edilir,
- Sonuç, 140 - 199 mg/dl olursa gizli şeker olabileceği düşünülür,
- Sonuç, 200 mg/dl ve üzeri olursa bireyde diyabet varlığı söz konusudur.
Çocuklarda ise ;
- 2 - 8 yaş arasındaki çocuklarda 110 - 190 mg/dl
- 8 yaş üzeri için 110 - 170 mg//dl değerleri normal kabul edilir.
Şeker Hastalığı Genetik Mi ?
Şeker hastası olan bireyleri takip ettiğimiz zaman Tip 1 diyabet için de Tip 2 diyabet için de genetik yatkınlığın hastalığın oluşmasında etken olduğunu söyleyebiliriz. Son yıllarda özellikle yapılan araştırmalarda hasta bireyde aile öyküsüne bakıldığı zaman, akrabalarında şeker hastalığının mevcut olduğu görebilmek mümkündür. Hatta yakınlık derecesi ne kadar fazlaysa bireyde görülme ihtimalinin de o kadar arttığını söylemek ne yazık ki mümkün.
Şeker Hastalığı Tedavisi Nasıldır ?
Tip 1 ve Tip 2 diyabette tedavi sürecine baktığımız zaman farklılıklar görmek mümkündür.
Tip 1 diyabet için tedavide insülin kullanımı gereklidir. Bu tür hastalarda vücut insülin üretmediği için insülin enjeksiyonu kullanmak zorunlu olabilir. Dışarıdan insülin alınmadığı sürece tedavi söz konusu değildir. İnsülin kullanımının dışında tedaviyi desteklemek amaçlı hastanede bulunan diyabet hemşiresinden diyabet eğitimi alınması da önemlidir. Aynı zamanda birey sağlıklı bir yaşama geçiş yapmalıdır. Egzersiz yapmaya ve sağlıklı beslenmeye de dikkat etmelidir. Çünkü ideal kan şekeri düzeyi için sağlıklı beslenmek ve egzersiz yapmak önemlidir. Gün içinde sık sık şeker takibi yapılmalı ve şeker düzeyi dengede tutulmalıdır. Beslenmenin önemi de buradan gelir. Gün içerisinde tüketilen besinlere göre hiperglisemi (yüksek şeker) veya hipoglisemiye (düşük şeker) yol açmaktan kaçınılmalıdır. Günlük tüketilen şeker oranı bu tür hastalar için önemlidir . Aynı zamanda hastanın ideal kilosunu koruması da sağlığı açısından önem arz eden bir diğer konudur. Bireylerin bu konuda da dikkatli olması gerekir.
Beslenme düzenine dikkat etmenin yanı sıra kişiye egzersiz yapması da önerilebilir. Kişiye uygun bir egzersiz programı hazırlanabilir. Kişi bu programa uyum sağlayarak egzersiz yapmalıdır. Egzersizlere kısa vakitler ayırarak başlanmalıdır. Yeni başlayan bir bireyin uzun süre egzersiz yapması fazla enerji harcayacağı için uygun değildir. Egzersize 5 - 10 dakika ile başlayıp daha sonra zamanla arttırılabilir. Tabii bunun kontrollü bir şekilde yapılması önemlidir. Aynı zamanda egzersize başlamadan kan şekeri ölçülmeli ve ani şeker düşmelerini önlemek için bireyin yanında meyve suyu gibi şekerli besinler bulunmalıdır.
Tip 2 diyabette ise insülin kullanım zorunluluğu her zaman geçerli değildir. İlk aşamada tedavide hastanın yaşam şeklinin değiştirilmesi amaçlanır. Sağlıklı bir beslenme planı oluşturulur ve egzersiz programı düzenlenir. Hastanın kendisine uygun bir diyet programının olması gerekir, arkasından kişiye uygun şekilde bir egzersiz programı ayarlanır. Bireyin kendine uygun şekilde yeterli miktarda ve uygun zamanlarda yemek yemesi gerekir. Uygun miktarda karbonhidrat tüketmesi gerekir ve tabağında besin çeşitliliği olmalıdır. Basit şekerlerin tüketimini doktor kontrolünde yapmalıdır. Bireyin fazla kilosu varsa, kilo vermesi amaçlanır. Birey sağlıklı bir yaşama geçip bunu sürdürmeye devam eder. Buna rağmen kişinin şeker seviyesinde bir değişiklik olmuyorsa, yüksek seyirde devam ediyorsa bu sefer ilaç tedavisine başlanmalıdır. Tablet ilaçlarla, ağızdan alınarak tedaviye başlanır. Ancak bazı hastalar için bu da yeterli olmayabilir. Bu gibi durumlarda tedaviyi desteklemek için hastaya insülin enjeksiyonları uygulanabilir. Hem şekerin düşmesine etki edecek tablet ilaç kullanan hem de insülin alan hastaların kan şekeri düzeylerini haftanın belirli günlerinde kontrol etmeleri gerekir. Kandaki şeker düzeyini ideal seviyede tutmak asıl amaç olmalıdır.
Glikoz basit bir şekerdir. Sağlıklı her bireyde bulunması gerekir ancak her şeyde olduğu gibi glikozda da fazla tüketim veya olması gerekenden daha az tüketim sonucunda vücutta bazı hasarlara yol açılır. Fazla tüketim zararlı olduğu için, fazla tüketiminden kaçınmak gerekir. Aynı şekilde az tüketmek de sağlıklı bir davranış olmaz. Yeterli ve dengeli bir şekilde tüketmek her zaman en doğrusudur.
Sağlıklı beslenerek ve düzenli egzersiz yaparak hastalıklardan korunabilir ya da ilerlemesinin önüne geçebilirsiniz. Uzman hekimler tarafından düzenli olarak muyaneleriniz yaptırmanız ve kan şekerinizi kontrol etmeniz tavsiye edilir.
Kaynakça;
Tip 1 ve Tip 2 Diyabetik Hastaların, Diyabet Hakkında Genel Bilgilerinin, Tedavi ve Komplikasyon Hakkında Bilgilerinin ve Hastalığın Sosyal Yönünün Değerlendirilmesi ve Karşılaştırılması, Dr.Gökhan Çolpan, Uzmanlık Tezi, Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ABD
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu sayfada, tedavi edici sağlık hizmetiyle ilgili bilgiler yer almamaktadır. Tanı ve tedavi için lütfen doktorunuza danışın.